Geçen hafta, Hüseyin ve Ahmet ile birlikte ani bir karar aldık. “Hadi!” dedik, “Vizeler de bitti, güzel bi’ geziye çıkalım.” İkisi de düşünmeden kabul etti, sıra nereye gideceğimizi karar vermeye gelince içimde uktesi olan şehre yani Eskişehir’e gitme önerisini sundum. “Ardından Ankara’ya, onun ardından da Kastamonu’ya gideriz.” dedim. Önerim kabul gördü. Kişi başı şu kadar masrafımız olur, şu arabayla gideriz dedik, gideceğimiz tarihi belirledik, konuyu kapattık. Araç konusunda birkaç sıkıntı çıktı, hallettik. Belirlediğimiz tarih olan 27.11.2015 tarihinde saat öğleden sonra 1 civarı 2013 model, dizel Ford Fiesta’yı aldık. Akşam 7’de Ahmet’in sınavı olduğu için o zamana kadar İstanbul’da vakit öldürdük. Ahmet’te sınavdan çıkınca önce Kurtköy’e, Tayfun abimin yanına, ardından Eskişehir’e, içime sıkıntı sokan o yere yola koyulduk. Zaten yola düşme amacımız da düşünmekti. İyice düşünüp bazı konularda net kararlar verebilmekti. 2000 km yol aldık, düşünüp konuşacak, tartışıp sonuca vardıracak bolca zamanımız oldu. Kastamonu’dan çıkarken artık kararlarımda kesindi. Neyi nasıl yapacağım, kime ne tepki vereceğim, kiminle ilişkimi kesip kimlerle sürdüreceğim.. Her şey netti. Ta ki İstanbul’a gelip o sesi duyana kadar.
O sesi duyunca tüm kararlarım söndü, hepsini bir kez daha döktüm masaya, bir kez daha düşünme kararı aldım. Kıssadan hissesi, çıktığım yolda nereden başladıysam oraya döndüm. Her anlamda…
Bugün son kez bu konuları tartışacağım onunla, son kez başkasının gözüyle yorumlatacağım. Daha da detayına gerek yok. Hayırlısı neyse o olması dileğiyle..
Düşünce yolundan kareler…
Önceki yazım: Pazar, Satıcı ve Alıcı
Bugün Eskişehir’e geziye gitmiştim. Geziden döndükten birkaç saat sonra senin bu yazını okumaya başladım. Eskişehir resimlerini de görünce çok şaşırdım. Tam da benim gittiğim yerlere gitmişsin :) Yolculuk düşünmek için birebirdir. Yapacak bir şey yok, herhalde ondan insan düşünmeye odaklanıyor :)
Yapacak çok şey var da asıl mesele var olanların üstüne düşünmeye itenler :)