Kısayollar: Kendimi tanıtayım–İlgi Alanlarım–Aşk hayatım–Eğitim & Öğretim Hayatım–İletişim Bilgilerim
Merhaba arkadaşlar, ben Ufuk. Blog yazarı, MTFK Kurucu Editörü, Çevrimiçi Danışman ve YGS Çalışanı Ufuk. Okan Üniversitesi İlk ve Acil Yardım Programını bitirdim ve Simav 2 Nolu ASHİ’ye atandım. Şuan 112’de Paramedik (Ekip sorumlusu) olarak görev yapmaktayım. Hemen yukarıdaki fotoğrafta kim olduğumu belirteyim bilmeyenler için. Sağdaki Muhittin Taylan KAYA (Kardeşim -2016’da, doğum gününden 3 gün sonra trafik kazasında peygamberimize komşu olmak için dünyadan ayrıldı-) ve ben yani Ufuk ÇINAR.
Fotoğrafa dikkatli bakarsanız hepimizin (Masadan ayrılanlar oldu) ikimizin yüzlerinde biraz durgunluk, yorgunluk olduğunu anlarsınız. Bunun sebebi ise kardeşim Taylan’ın Kurban Bayramı sabahında yorgunluktan ölürken gelip beni o güzelim yatağımdan vahşice kaldırması ve hadi Uşak’a gidiyoruz diyerek bizi Uşak yollarına sürmesinden kaynaklanmaktadır. Motor yolculuğu olduğu içinde hepimizin yüzüne böyle bir yorgunluk çökmesi oldukça doğal. Her neyse gerekli açıklamaları yaptıktan sonra hakkımda sayfasında olması gereken diğer maddelere geçebilirim.
Kendimi tanıtayım…
Dünyaya Geliş Hikayemi yani DGH’mi incelerseniz 1 Şubat 1995 tarihinde doğduğumu görebilirsiniz ve biraz araştırmayla Kova burcu olduğumu öğrenebilirsiniz. Kova burcunun tüm ama tüm özelliklerini de taşıdığımı belirtmek isterim. Tüm kovalar gibi duygusalımdır, özgürlüğümü kısıtlayan etmenlerden hiç haz etmem, aşk konusunda ise benim bir sözüm var: “Kalbime girenler sevgilim olmadı, sevgilim dediklerim ise henüz kalbime giremedi.” Bu konuda bu kadar açık ve dobra konuşuyor olma sebebim etrafımda yanlış tanınıyor olmam. Tamam birkaç kızla çıkmış olabilirim ama kimseyle aynı anda çıkmadım. Bir kız için diğerinden ayrıldığım oldu ama iyi yönünden bakalım ki aldatacak kadar düşmedim. Doğru olanı yapıp ayrıldım. Her neyse aşk hayatımda böyle şeyler var ama emin olmanızı istediğim bir şey var. Seversem, gerçekten seviyorum ve bağlanıyorum. Ama şu sıralar YGS’ye çalıştığım için ne sevmek ne de aşk kelimesini literatürüme koyamıyorum. Ama aklınızda bulunsun ne hovardayım ne süt kuzusu ne de çekingenim aşırı derecede.. Çekingenim ama aşırı derece değil, birisini de gerçekten seviyorsam ya da ondan gerçek anlamda hoşlanıyorsam açılmak benim için tam anlamıyla Çin Seddi oluyor. Bu durumlarda süt dökmüş kedilerden daha çekingen oluyorum. Ayrıca kıskançlık durumumda söz konusu. Bi’ söz var ya hani “Seven insan kıskanır.” diye. Bu söze tam anlamıyla katılmıyorum. Tamam seven insan kıskanır ama sevmeyen insanda kıskanır. Örneğin en son çıktığım kız olan Esra ya da ondan önce çıktığım İlknur. Her ikisini de kıskanırdım çünkü sonuçta benim sevgilimdi. Onlar bunu sevgi olarak anlayabilir fakat ben buna sevgi diyemezdim. Esra’yı gerçek anlamda sevmeye başlamıştım ama YGS dönemi yaklaştığı için kendime göre mantıklı olanı yaptım ve ondan ayrıldım. İlknur ise tamamen ayrı bir hikaye, İlknur’u pek kıskanmazdım çünkü gerçek anlamda geniş bir kızdı. Her şeyimiz uyuşurdu o da kova burcuydu ve tüm özelliklerini taşıyordu. Eğlenceliydi ama biraz … anladınız işte siz. Ondan önceki sevgililerim hakkında burada konuşmayacağım. Ama yakında hazırlayacak olduğum Arkadaş Analizi sayfamda eminim ki onlara da değinirim.
İlgi alanlarım…
İlgi alanlarımın başında Blog yazmak gelir şüphesiz. Neden yazıyorum sorusuna o kadar fazla cevap verebilirim ki inanın Türkçe sözlüğünde ki kelime sayısından daha fazla çıkar. Şuanda “yuh, höh, çüş” gibi argo ünlem kelimelerini duyar gibiyim, biraz abartmış olabilirim ama buradan anlamanız gereken gerçekten çok fazla sebebim olduğu için.
Otomobiller ve güzel kızlar ise vazgeçilmezimdir. Otomobiller hakkında herkes bir şeyler yazıp çizebilir ama sanıyorum ki hiç bir erkek güzel kızlar hakkında düşüncelerini ulu orta yerde konuşmaz. Ben de ulu orta yerde konuşmayacağım zaten. Sadece güzel kızların ilgi alanımda olduğunu belirtmek istedim. Tabii arkadaşım olan güzel kızların yeri bende her zaman ayrıdır. Eğer bir kız benim arkadaşımsa, arkadaşım kalır. Çünkü uzun süre sürecek gerçek bir arkadaşlığı genellikle 4 ay ya da 2 sene süren sevgili saçmalığı ile yıkacak kadar aptal değilimdir. Otomobiller hakkında konuşacak olursak “muhteşemlik, mühendislik harikalığı, hayatı hızlandırmak, gösteriş” gibi terimleri kullanabilirim sanırım. Otomobiller gerçek anlamda benim için çok şey ifade ediyor. Özellikle en sevdiğim şeyin bir şeylere hükmetmek olduğunu düşünürsek gaz pedalına yüklendiğimde ibrenin birden artışı, direksiyonu her çevirişimde aracın istediğim yöne gitmesinin benim için bir haz olduğunu anlayabilirsiniz. Ayrıca o gaz pedalına yüklendiğimizde motordan çıkan ses çoğu kişi için bir şey ifade etmezken benim için özgürlüğü ifade ettiğini belirtmek isterim.
Motosikletle de aram iyiydi, bugün CBR 250R Repsol’e biniyorum.
Aşk hayatım…
Çok fazla yazılıp çizilebilecek şey var aslında, beyazlara sorun.
Eğitim – Öğretim Hayatım…
İlkokul hayatıma Atatürk İlköğretim okulunda başladım. 4.sınıfa kadar bu okulda devam ettim ve 4.sınıfta daha iyi bir okul isteğiyle kaydımı anneme -zorla- Fadime Bolkan İ.Ö.O’na aldırttım. Yarım dönem bu okula devam ettikten sonra uzak düştüğü için yeniden Atatürk İ.Ö.O’na kaydımı aldırtmak zorunda kaldım. İlkokul yıllarımda oldukça başarılı bir öğrenciydim ve Manisa Özel Doruk Eğitim Koleji’nin Yenilebilir Enerji Projeleri’nda Manisa 3.lüğü elde ettim. Bu başarıdan 750 TL kazanmıştım 8.sınıfta.
Lise yıllarına geçtiğimde ise Çanakkale Gökçeada Atatürk Anadolu Öğretmen Lisesi’nde okumaktaydım. Yaklaşık 1 ay boyunca adada kaldıktan sonra kaydımı Salihli Anadolu Lisesi’ne aldırttım ve SAL’ın 9-C sınıfında eğitim hayatıma devam ettim. Lise yıllarımda web ile tanıştığım için derslerimden ziyade web programla ve kodlama üzerine yoğunlaştım ve dolayısı ile lise boyunca pek başarılı bir öğrenci olmadım. Liseyi 70.47 ortalama ile bitirdikten sonra Lise 4’te yaşadığım psikolojik problemlerden dolayı YGS’ye çalışmadım, üniversite okumak istemedim. Geçtiğimiz yaz abimin kafama dank ettirmesi üzerine okumayınca bir şey olamayacağımızı anladım ve bu sene yani 2014 YGS’sine çalışmaya başladım. Yazın dershaneye kayıt oldum ve dershane başladığında 3 gün gittim. Panik ataktan dolayı vücudum farklı tepkiler vermeye başladı ve en iyisinin kendi evimde ders çalışmak olduğuna karar kırdım. İlk etaplarda fazla çalışmamama rağmen YGS’ye 80 gün kala aklım başıma geldi ve tam anlamıyla çalışmaya başladım. Şuanda ise YGS’ye 37 gün var ve günlük ortalama 2 deneme çözüyor ve yaklaşık -denemelerle birlikte- 200 soru çözüyorum. Denemelerimden aldığım sonuçlar 310 ile 340 arasında değişiyor. Genellikle 320-330 civarı çıkıyor ve bunları daha da yükseltmem gerektiğini ve de yükselteceğimi biliyorum.
Gardaşlar selamün aleyküm :) Yeni güncelleme: Denemelerim (FEM’ler bile) 340’tan aşağı düşmüyor Allah’a şükür. YGS’ye 5 gün kaldı. Sonumuz hayır ola :)
Güncelleme: Okan Üniversitesi’ni kazandım (%25 burslu, yani ücretli. Sözelciydim, 7 tane mat. sorusu çözdüm üstüne de parasını verince Paramedik oldum.)
İletişim…
Çeşitli sebeplerden dolayı bana ulaşmak istersiniz diye aşağıdaki kısma sosyal ağ hesaplarımı ve e-posta hesaplarımı ekliyorum.
facebook/fkcnr
twitter/fkcnr
instagram/fkcnr
snapchat/fkcnr
E-posta:
m.ufukcinar@gmail.com
ufuk[et]blog.ufukcinar.com
ucinar[et]icloud.com
ufukcnarr[et]gmail.com
ucinarcom[et]gmail.com
Telefon numaramı korkunç tehdit mesajları almaktan korktuğum için eklemiyorum.
Şaka şaka: 0506 167 67 Yirmi