Gözlerin puslu bir tablo sanki. Öbek öbek sislerin altında iki ceylan dans ediyor. Şu ürkek, biraz utangaç, sevimli, nazlı mı nazlı olan ceylan sensin pek aşikâr. Diğeri de ben olmalıyım. Gözlerimde, yanında ceylan olmanın verdiği muhrik mes’utluk. Yüreğimde cılız bir umut ışığı. Umuduma ışık tut. Yolsuzluğum yolum, huysuzluğum huyum olmasın. Sev beni! Hem sevmek güzel şey demiş biri. Kimim dediğinin ne önemi var. Sevmek diyorum sevmek. Ya da daha açık konuşayım, gözlerin diyorum. Gökkuşağının her renginden almış nasibini. Sarı, pembe, mor, mavi…
Mavi mavi bakınca, deryam oluyorsun. Beni o deryanın enginliğinde bile isteye boğuyorsun. Sarı sarı bakınca, güneşim oluyorsun. Isıtıyorsun, eritiyorsun yüreğimde buz bağlamış her bir köşeyi. Pembe pembe bakınca, bülbülü âh’a salan gül oluyorsun. Açıyorsun gönül toprağımda, çoraklığıma aldırmadan açıyorsun. Mor mor bakınca, Yaradanın muhteşem sanatı ancak ömrü 24 saatle sınırlı bir kelebeğe dönüşüyorsun. Uçuyorsun gökyüzümde uçuyorsun kanatlarında beyaz benekler.
Ama…
Ama sen ölüyorsun. Her kanat çırpışında aleyhine işliyor zaman. Yelkovan almış başını gidiyor. Durmuyor. Akreple yelkovan bizi ayırmak için yarışa tutuşmuşlar sanki. Apansız bir sancı saplanıyor bağrımın ortacığına. Ama… Ama ölme… Lütfen ölme içimin sen şarkısı, can şenliğim, çocuk yanım. Hem sevmek güzel şey demiş biri. Gel sev beni. Gel de ”el” olmaktan çıksın sıfatın. Gel de can ol bana canan ol. Gel de yürek iklimime beşinci bir mevsim ol. Kökleri yüreğime salınmış koca bir ağaç ol. Ama hiç dökme yapraklarını. Hazana özenme. Bilirsin sevgililer hep o mevsimde döker gözyaşlarını. O yüzden hazan olma sen. Hazana özenme.
Yazar: Meryem Gülseven
Önceki yazım: Gören gözle kör olmaktır en kötüsü