Sevgili okuyucularım, günlerden 4 Haziran, Ramazan Bayramı…
Çoğunuzun hayatı yarını varmışçasına yaşadığını biliyorum, ben de öyle sanıyordum, var gibiydi.. Mesleğimin hayatın gerçeklerini yansıttığı gerçeği onlarca defa vurdu yüzüme, aktarma gereği duydum sizlere..
Hiçbir tartışmaya girmemiş, gecesine kahvehanede taş döşemeye gitmiş 70 yaşında amcanın sahuru yaptıktan sonra intihar etmesinden mi bahsedeyim size, sevgilisini 20 km ötedeki köyünde ziyaret etmeye giderken motor kazasında ölen 18’lik gençten mi? Yoksa daha bu gece 5 kişilik bir ailenin ölümden dönüşünden mi? Hepsinin birinci gözden göreniyim, aileyi o otomobilden çıkartanım. O yüzden emin olun ki bugünün yarını yok..
Dünün yarını bugündü, dünün bugünü varsa nefes aldığınız için ama emin olun öyle bir gün gelecek ve yarını olmadığını anlayacaksınız veyahut siz değil kalanlarınız anlayacak bunu en iyi..
Hayatı erteleyerek yaşamak bir tane daha yarınınızı yok etmektir. Bir anınızı daha görmeden mezara gömmektir. Bugün sizinle olmak isteyen kişi yarın hayatınızda olmayabilir… Bunu bir tarih skalası olarak düşünmeyin.. Yarını olmayan bugün belki de 4 Haziran 2019 değil, 30 Aralık 2050’dir… Ama bir gün, bulunduğunuz günün yarını olmadığını anlayacaksınız ve hayatı erteleyerek yaşayanlardansanız, onca boş zamanınız arasında küçücük bir vakitte yapabileceğiniz değerli bir şeyi yapmayanlardansanız, bahsettiğim yarınlar geldiğinde hayatınızda çok büyük bir çukur açmışsınızdır demektir. Emin olun o çukur sizin yarını olmayan gününüz gelene kadar da dolmayacaktır.
“Külli nefsin zâikatü’l-mevt”, yani “Her nefis ölümü tadacaktır.”
Âl-i İmran, 3/185; Enbiyâ: 21/35; Ankebut, 29/57
Önceki yazım: Muhteşem Robot Sanayi - İstanbul