Küfretmeyeceğimi söyledim.. Çocuklarının küfreden bir babasının olmamasını istemeyen anne modeli için küfretmemeye dair beynime ambargo uyguladım. Lanet ağzımdan çıkan her cümle kontrole tabi tutuluyor artık.. Yanlış konuşup insanları kırmayayım, Allah gösterir de evladım olursa küfrederek rahatlayan babaları olmasın diye.. Yani küfretmiyor olmamın Allahlık, Peygamberlik bir durumu yok.. Allah’ın yarattığı kulları için hepsi… Anasıydı, oğluydu kızıydı falan işte…
Her ne kadar küfretmemeye çalışsam da bir orospu çocuğu çıkıyor illaki karşıma. Yahu pardon, terbiyesiz insan diyecektim, ağzımdan kaçırverdi… Ve bu terbiyesiz insanlar insanı çileden çıkartıp sabır taşını çatlatıveriyor insanın.. Gel de küfür etme o vakit deme? Etmem. O terbiyesiz insanlar için etmem.. İçimdeki Ufuk konuştu “Nah etmezsin. Orospu çocuğuna terbiyesiz insan deyince iyi hissediyor musun?” diye. Hissediyorum ulan. Küfretmeyince daha bi’ rahat hissediyorum. Neticesinde nasıl evlatlar yetiştirmek istiyorsak biz de öyle olmalıyız. Ulan olmalıyız olmasına da, neyse boşverin, “da” ları biriktirsem dağlar olur. En iyisi mi hiç girmeyeyim o konulara…
Hem ne evladı, ne karısı, ne düğünü Ufuk? Ulan bu zamana kadar olan yalnızlığımdan olsa gerek hayatım evlenmek üstüne kurulu sanki..
Soruyorlar “Eee, okul bitince n’apıcaksın Ufuk?”
Cevabım standart… KPSS’den Doğu’yu tercih ederim, atanırsam mis. Bi’ abime bi’ kendime araba alırım.. 2 yıl krediyi öderim.. E Doğu’da hayat pahalı değil zaten, hem birikim de yaparım..
“Eee Ufuk, arabayı aldın, kredisini ödedin sonra? İştir güçtür?”
Birikim olunca basit o işler şefim.. Hayırlısıyla saygılı, ataerkil, yerini bilen bi’ kız bulurlar bize evleniriz.. Ondan sonra işi de olur zaten gücü de..
Konuşmalar hep bu yönde.. Zaten en zoru da evlenmekte.. Malum, bana uygun birisini bulacaklar da, kız saygılı olup yerini bilecek, akıllı olacakta… Heh işte, bulurlarsa daaa, bulmazlarsa da!
Ulan yaşım 21.. Şakası bi’ yana 22’yi dolduruyoruz.. Akranlarım askerden gelecekler ben daha askere gidicem falan.. Ayrıca ne kadar rahatsam artık askerliği düşünmüyorum bile. Ulan atanırız, araba alırız, evleniriz.. Askerlik paşam? Yok askerlik, ne askerliği, o nerden çıktı, komutan mı, o ne?.. Bi’ ara aradan askerliği de çıkartırız herhalde.. Evlenmeden önce olur ama, askerlikten önce evlenirsekte işi bedelliye vurdururuz herhalde.. Yahu bana her yol Ankara.. Hayırlı olsun her şey hakkımızda..
##
Şu yukarıyı okudum şimdi. Benim hayallerim vardı eskiden.. Çok güzel hayallerim vardı özellikle İstanbul’a gelmeden, daha doğrusu yanlışı sevmeden önce… Görüyorum ki tümü gitmiş küçük küçük fırtınalarla. Geriye sadece yel kalmış Çınar yaprağını dahi kıpırdatmayacak. Neyse, en azından Çınar daha sağlam o fırtınalar sayesinde.. O yüzden Eyvallah herkese.. Sevene de, üzene de, hayal kurdurtana da, hayalleri çalana da..
Önceki yazım: Kalp ölü, göz canlı