Dün en çok beklediğim kitap Gemina “hatta hayatım boyunca beklediğim tek kitap” geldi. Sanmayın ki Karenza saldırısından bir virüs bu. Bu virüs beni İstanbul’da 1 hafta süründüren, hatta öldürecek seviyeye gelen “nefes darlığından dolayı” lanet bir bakteri. Bu meret beni yine buldu, geçen günkü nöbette! Vakadan döndükten sonra 2 dk uzanayım dediğim anda bademciklerim birbirine yapışıp beni nefessiz bıraktı. “Küçücük bir abartım bile yok”
Hatta öyle ki aynaya geçip boğazıma ışık tuttuğumda küçük dilimi sol bademciğime yapışmış olarak buluyorum. Dün başka bir vakayı teslim ederken baktım böyle olmayacak doktora kendimi gösterdim. Ağzıma ışık tutmasıyla “kriptik tonsillit” olmuşsun demesi bir oldu. “Yapma ya, öyle miymiş, kriptik mi tonsillitmiş bu meret, geç bunu hocam onu biliyorum sen reçete yaz…” diyemedim tabii ki, Novalgin’den bile ağrılı bir ilaç olan Penisilin iğnesi yazdı, neyse ki 1 tane yazdı, sonrası ise 4 ayrı ilaç takviyesi. Düne göre bugün daha iyi de olsam bu meretin bana çektirdiklerini biliyorum. O yüzden olabildiğince dikkat ediyorum “sigarayı hala içiyorum, elbette ki günde 3-4 taneyle sınırladım”, yoksa halim berbat olacak. Hatta milletin çektiklerine göz atmak isterseniz size şöyle bir link bırakayım..
Yukarıdaki yorumları okursanız az biraz belki ne çektiğimi anlarsınız, elbette ki İstanbul’da olduğu gibi değil bu sefer, yediklerime dikkat ettiğimdendir belki iyi gidiyor şimdilik. Boğazımda aptal aptal bakterilerin dolaştığını bilmek haricinde iyiyim sanırım veya yarın Gediz’de günaşırı nöbet tutmak gerektiğinden kendimi iyi olmaya zorluyorum.
Kıssadan hissesi, yutkunmada zorluk çekerseniz hemen bir aynaya yapışın ve boğazınıza telefonunuzun flaş ışığını tutun. Beyaz lekeler görürseniz saate aldırış etmeden acile koşun, 112’yi aramayın, acile koşun ve tedavisi başlatın. Yoksa durum çok tehlikeli olabiliyor. Yakınlarınızın bizi aramasını istemezsiniz. S*ktiğim Kriptik Tonsillit’ine dikkat edin…
**Güncelleme 07.33: Uyku ile Ölüm Arasında
Bugün Gediz 1’de nöbetçiyim, daha doğrusu bu ay ve ilk nöbetimin gecesi saat 4 civarı sahur sonrası yatayım artık dedim. Yatmaya çalıştığımda nefessiz kalmam yaklaşık 3 dk sonra kendini gösterdi. İlk 1 saat boyunca bu şekilde zorla da olsa uyumaya çalıştım, nafile. Kalktım salona geçtim, oturuş pozisyonunda uyurum belki diye, kafam yana düştüğü anda nefesim kesildi. Halk arasında bademcik iltihabı diye anılan bu lanet Kriptik Tonsillit geceyi mahvetti, birazdan nöbetten çıkıp Salihli’ye doğru yol alacağım ve uyku doyumluluğum %0. Resmen benzini bitmiş Ferrari, şarjı bitmiş iPhone gibiyim…
Önceki yazım: Günün En Güzel Olayı: GEMİNA!