Eşhedü enla Muhammeden Resulullah… Eşhedü enla Muhammeden Resulullah…
Şuan kulağımda dalga dalga yayılan bu ses, huzur ve mutluluğun temsili sesi… Yeni evimdeyim, Görükle’de. Osmangazi’deki evden bazı sebeplerden dolayı çıkmak durumunda kaldım.. Bu ev diğerine kıyasla çok daha güzel bir ev, hem ortam hem de evin durumu bakımından. Bir kere balkonu var ve güneşin batışını seyredebiliyorsunuz. Öğrenci semti olduğu için gürültü patırtı yaptınız muhabbeti de dönmüyor. Devriye gezen bir polis aracımız bile var… Tek korkum motosikletim, apartmanın önüne kitliyorum, bahçeye giriş yok malesef, keşke olsa çok daha güvende hissederdi kendisini. Kısa özet geçtikten sonra gelelim asıl konuya…
Her ne kadar şuan içinde bulunduğum durum güzel olsa bile sevmiyorum yeniden düzen oturtmayı. Elbiselerimi ve ıvır zıvırlarımı taşıdım, nevresimimi getirdim derken geldim yeni eve. Odamda birkaç eksiğim söz konusu; elbise dolabı, halı ve baza. Odada ne var derseniz, yatak ve 4 kapılı bir çekmece.. Eşyalarımı yerleştirmek için yeterli elbet ama bir tane elbise dolabı ayarlamam gerek. Baza alır mıyım, bilmiyorum. Çünkü yatağın yerden yükseklik seviyesi hoşuma gitti gibi. Evin en çok hoşuma giden kısmı balkonu, geniş ve uzun bir balkonum var. Şuanda size o balkondan sesleniyorum. “Eeeey Ufuk Çınar ziyaretçileri!”
Ortam olarak, malum öğrenci kenti Görükle ve ortam da epey canlı ama bana değil, her ne kadar bana olmasa bile ortamın canlı olması güzel, en azından caddeye inince bi’ kalabalık söz konusu İstanbul’u anımsatan. Sahi neden başladım yazmaya? Sevmediğim şeyi söylemek için… Açalım kenardan Sıla ablamızın Saki şarkısını yazalım neyi neden sevmediğimizi…
Sevmiyorum, yeni düzen kurmayı sevmiyorum. Eksik püsür şeyleri sevmiyorum. Yalnızlığı… Sevmiyorum! İmkansızlığı, darlığı, götün götün ilerlemeyi sevmiyorum. Ama sevmediğim her şeyi yaşıyorum… Bu değil ki halime şükretmiyorum. Ediyorum tabi, neden etmeyeyim? En basitinden dün gecenin 2’sinde kafamız estiğinde Mudanya’ya deniz kenarına gidip ayaklarımızı uzatıp kafamızı dinleyebiliyoruz, böyle bir imkanımız var… Bu imkan şuanda daha yakın, çünkü Mudanya artık bana sadece 10km (dağ yolu), eskiden 20km’ydi (otoyol)… Tabi dağ yolunu severim ama gece vakti pek tekin değil, ayısı var domuzu var dahası mı soğuğu var, daha daha kötüsü tehlikeli yol.. Neyse bunlar konu değil. Hoş geldin Ramazan! 2 gün oruç borcum var şuan, bir ilk gün bir de bugün… İnşallah bayramdan sonra telafi edeceğim onları da… Sıra SkennyBeatz-Dr. Dre şarkısında… Yazacaklarım tükendi sanırım, çıkmaz sokağa girmişim de sonuna gelmişim gibi. Biraz geri alıp diğer sokağa girdiğimde görüşmek üzere…
Önceki yazım: Mondial 150 Z-One ile ilk uzun yol deneyimim