2 konuyla geliyorum bugün karşınıza. Yeni yıl kayda değer değil, benim için özel bir gün değil en azından. Doğum günü ve yıl dönümü haricindeki günlere önem vermediğimi belirtmek istiyorum. Bu da fikirlerim arasında bir şekilde yer etmiş işte, n’aparsınız? Klişe mesajı bırakıp diğer konuya geçeyim. 2018’de bir sürü kötü şey oldu, doların yükselmesi, ülkece ekonomik zorluklara girmemiz, şehitlerimiz… Şanlı şehitlerimizin ruhu Şad olsun, Allah geride bıraktıklarına sabır ihsan eylesin. 2019 yılında bir tane bile vatan evladının kılına zarar gelmesin, yeni yıl size sağlık mutluluk ve huzuru bol bol versin.
Allah’ın yardımı
Büyük bir kaza bela öncesi çoğu zaman Allah karşınıza bir durum çıkartır sizi oradan korumak için, en azından benim inancım bu yönde. Mesela motorla bir yere gidecekken yağmur yağar, bu durumda Pollyannacılık da diyebilirsiniz ben “hayırlısı buymuş, gitmemem gerekiyormuş demek ki” diye düşünürüm. Geçenlerde de böyle bir durum geldi başıma, sonra mucizevi kurtuluş. Öncelikle beni böyle bir düşünceye iten etmenden bahsedeyim.
10 yıl kadar önce izlediğim Will Smith’in Umudunu Kaybetme (Pursuit of Happyness) filminden bir sahne ekliyorum.
Yukarıdaki sahnede çocuk, babasına bir hikaye anlatıyor. Hikaye şu:
Bir gün adamın birisi denizde kaybolmuş, bir tekne gelmiş ve adama şöyle demiş, “Yardıma ihtiyacın var mı?” adam cevap vermiş, “Hayır teşekkür ederim, Tanrı beni kurtaracak.” Daha sonra başka bir tekne gelmiş ve o da aynı soruyu sormuş ve adamın cevabı yine aynısı olmuş, “Hayır teşekkür ederim, tanrı beni kurtaracak.” Sonunda adam boğulmuş ve Tanrı’nın huzuruna çıkmış, boğulan adam Tanrı’ya sormuş “Neden beni kurtarmadın?” Tanrı da cevap vermiş, “Sana iki tane tekne gönderdim ya aptal.”
Yukarıdaki hikayeyi o çocuktan dinleyeli 10 yıl oldu, 10 yıldır etrafımda gerçekleşen olayları yorumlarım, bunu zaten belirtmiştim. İşte, geçen gün Kütahya’dan Salihli’ye dönerken o teknelerden birisini görmüş oldum ve o adamın yapmadığını yapıp o tekneye bindim. Olay şuydu:
Simav – Selendi arasındaki yoldan geliyordum, Anayol olmadığı için epey inişli çıkışlı ve dar bir yol. Her yerde kar kalıntıları, tuzlanmış olmasına rağmen buzunu çoğu yerde eritememiş yol. Hızım normal olmasına rağmen hava şartlarından dolayı daha yavaş girmem gereken bir viraj öncesinde bir baykuş aracımın ön tarafından yavaşça savrulup yaklaşık 50 metre ileride yolun kenarında durdu. Baykuş her zaman gördüğüm bir hayvan olmadığı için hızımı epey düşürdüm ve dikkatli şekilde incelemek istedim geçerken. Ardından çok da sert olmayan bir viraja girdim düşük hızda, ona rağmen aracım arka taraftan savrulmaya başladı. O hızda o savrulma olduğuna göre baykuşu görmemiş olmasaydım kesinlikle yoldan çıkıp şarampole yuvarlanırdım. Hızım yavaş olduğu için çok fazla paniklemedim ama buzlanmış virajdan çıkar çıkmaz aklıma bu sahne geldi ve defalarca teşekkür ettim Allah’a.
Hayat böyle işte, büyük belaların önüne küçük şeyler geçer, bazen o kadar küçüktür ki görünmeyebilir. Detaylara ne kadar dikkat edersek o kadar fark ederiz. O baykuşu merak etmemden dolayı yüksek hızımı kesmem benim malımı, hatta belki de canımı kurtardı.
Önceki yazım: Beceremiyorsanız Konuşmayın Arkadaşım!