Merhaba dostlar, saat sabahın 8’i, günlerden Cumartesi. Bu saatte tabiri caizse karga b*kunu yemeden ne işin var ayakta… Kaybetmemek için.
İnsanoğlu fıtratı üretmek ve hayatta kalmak üzerine kuruludur aslında. Son zamanlarda ise bu fıtrat tüketme üzerine yoğunlaşmaya başladı. Hiçbir çocuk üretmek, yeni bir şey geliştirmek istemiyor artık. Hepsi birer iPhone, tablet veya araba hayaliyle yetişiyor. Varın görün Türkiye şartlarında da ilk kurulan araba hayali Şahin veya Doğan ya, neyse.
Çocukların böyle olmasındaki en büyük etmen ise elbette ki dünyanın değişen kalıbı ve ebeveynleri. Eğitimi evde başlatmıyor artık çoğu kişi, en azından bu bizim ülkemizde böyle. Nedeni ise asgari ücretle bir evi geçindirmeye çalışan ebeveyn çocuğuna yeterli zamanı ayıramıyor, ayırsa bile eğitimi için yeterli bilgi birikimine sahip değil. Bunun da belirli başlı sebepleri var elbet ama bana göre en büyüğü ebeveynlerin artık çocuk olamaması. Çocukluğunu kaybeden her birey artık büyük bir kişi oluyor, yetişkin değil bakın, büyük… Epey yaşlı falan yani. Eğer 30 yaşındaki bir baba çocuğuyla dans edemiyor, onu saçma şakalarıyla gülümsetemiyorsa bilin ki o adamın ruhu artık 30 değildir. Bedeni 30 gösterse de ruhu muhtemelen epeyce büyüktür. Ruhunu yaşlandıran bir ebeveyn, çocuğuyla çocuk olamazsa kaybetmiştir kanımca. Bu sadece çocuk faktöründe de değil, her konuda.
Mesela 40 yaşına gelmiş bir birey küçüklüğünde çalan bir şarkıyı duyduğunda içinde bir kıpırtı olmuyorsa, yaşlanmış demektir. İşte biz tam bu sırada kaybederiz. Çünkü zaman akıp geçmekte, giden hiçbir saniye geri dönememekte… Zamanı kaybetmek ise en acı reçete.. Zamanı tutabilmek ise en büyük başarı bence.
Zamanı nasıl tutarsınız dostlarım? Evet cevap çok basit aslında, çocuk kalarak. İçinizdeki çocuğu beslediğiniz sürece zaman sizin emrinize amade. Yetişkin olmanız, belirli statülere gelmeniz, artık çocuğunuz ya da çocuklarınız olması hatta torunlarınızın olması bahane değil içinizdeki çocuğu öldürmeye. Sonuçta kimse katil doğmaz ve kimse o çocuğu bilmeden öldürmez. Bu seçimlerimizin sonucunda gerçekleşir, yani seçimlerimiz bizi katil de yapabilir, ölümsüz de…
Önceki yazım: Neden Tibet?