Tedavisi Olmayan Bi’ Hastalık: Memurluk

12 Mart 2023 (Pazar) - 23:44 - Ufuk ÇINAR

Öncelikle bu yazının geri dönülmez noktayı geçmiş ya da bu hastalığı kabullenmemiş memurlara hitap etmediğini belirtmek isterim.

Eskiden orta direk sayılan memur kesim artık ne yazık ki alt sınıfa düşmüş durumda. Eşler eğer ikisi de memur ise belki bir nebze orta kesme yakınlaşabilirler ki bu enflasyon oranları, bu kira ve ev fiyatlarıyla hiç sanmıyorum.

Gelelim başlığı neden “hastalık” olarak attığıma, anlatayım efendim.

Çoğu mikrop vücuda girer girmez hasta olduğunuzu belli edecek bir semptom göstermez, bu sırada kuluçka süresindedir. Bu kuluçka süresinde hayatınızdan hiçbir şey eksilmez, nefes alışverişiniz bile değişmez. Sonrasında ise yavaş yavaş semptomlar ortaya çıkmaya başlar; halsizlik, kırgınlık, burun akıntısı, baş ağrısı, mide bulantısı, kusma ve hatta daha kötüleri.

Bu semptomlar ortaya çıkmaya başladığında yavaş yavaş önlem alma gereği duyarsınız. Eğer çok geç değilse tedaviye biraz yanıt alıp semptomları hafifletebilirsiniz ve eğer direnciniz yerindeyse hastalığı kısa sürede atlatabilirsiniz.

Şimdi gelin normal bir hastalığı memulukla kıyaslayalım.

Memur olduğunuz ilk zamanlarda her ayın 15’inde yatan maaş çok tatlı gelir, yokluktan gelen birisiyseniz bu sizi uzun bir süre tatmin eder. Bu kısım memurluğun kuluçka kısmıdır, memurluk hastalığına atandığınızda önünüze sunulan evrakları imzalayarak çoktan yakalandığınızın farkında değilsinizdir.

Semptomlar ve belirtiler başladığında yavaş yavaş hasta olduğunuzu anlarsınız ama hala hastalığınızın adını bilmiyorsunuzdur. Bu semptomlar neler midir, gelin birkaç örnek sunayım size…

Araba kredisi
Ev kredisi
Kredi kartları
Mobbing
Vatandaşların saygısızlığı: Ananıza sövse beyaz kod verip dava açarsınız sonra seneler boyu o davaya gidersiniz, ananıza sövenle sürekli karşılaşırsınız, avukatınız zaten hakkınızı savunmakla alakalı çok şey bilmiyordur.
Vatandaşlık haklarından feragat etme: Eskidenmiş o memurun düğmesini koparmak 6 aydan başlar muhabbeti. İnsanlar artık devletin memuruna zerre saygı duymuyor. Safi vatandaş olmak çok daha avantajlı bu ülkede, sade vatandaş çok saçma bir konudan dolayı yapıştırır sizi CİMER’e BİMER’e, ağrısın dursun başınız.
Zombileşme: Sabah iş akşam ev döngüsünün farkına vardığınızda kendinizi biraz zombi olarak görmeniz oldukça normaldir.
Memur kesme yakışır olabilmeniz için saçma harcamalarınız: Benim çocuğumun onun çocuğundan ne eksiği var deyip maaşının yarısından fazlasını özel kolejlere gönderen memurlar var. (bu kesim memurluk hastalığının en ileri seviyesi, umarım hiçbir zaman o noktaya gelmezsiniz.)

Yani kısacası giderleriniz gelirlerinizi yakaladığında veya geçtiğinde yavaştan hasta olduğunuzu anlamaya başlarsınız. Sadece maddi olarak düşünmeyin, manevi olarak da çok şey eksilebiliyor bir insanda.

“Memurun iki yakası bir araya gelmez.”

Hüseyin ÇINAR – Babam

Tedavi için öncelikle borçlarınızı yapılandırabilir, harcamalarınızı kısabilirsiniz. İlerleyen süreçlerde hastalığınızı yavaş yavaş kavramaya başlarsınız. İlk zamanlar her ayın 15’inde yatan maaş çok tatlı gelirken artık yetmemeye başlamıştır, kazancınızın size güzel bir hayat yaşatmaktansa hayatınızı kısıtladığını anladığınızda adını koyabilirsiniz hastalığınızın, tebrikler, “Memurluk Hastalığı”na yakalandığınızı kabullendiniz.

En önemlisi zaten kabullenmektir aslında, memurluğun aslında güzel bir şey olmadığını, imkanlarınızı çok fazla kısıtladığını fark ettiğinizde tedavi arayışına başlayabilirsiniz. Bir doktora gidersiniz (genellikle bu doktor iç sesinizdir) ve durumu anlatırsınız. Doktorunuz genellikle size iki seçenek sunar; ya bu hastalığı kabullenip ömür boyu belirli bir maaş ve imkanlarla yetineceksiniz ya da bu hastalığı söküp atacaksınız vücudunuzdan. Yurt dışına gidip de yeni bir hayat kurmayan memurların %99’undan fazlası bu hastalığı vücudundan söküp atamaz, çünkü Memurluk Hastalığı bağımlılık yapar ve bu bağımlılıktan kurtulmak inanın çok ama çok zordur.

Bazı memurlar içinse üçüncü bir seçenek vardır. Eşi özel sektörde bir iş yeri açma imkanı olan memurlardan bahsediyorum. Bu memurlar biraz akıllı davranıp eşlerine gerekli yatırımları yapabilirlerse belki bir gün eşleri bu memurları memurluk hastalığından kurtarabilirler. Bu imkanı olan arkadaşlarım, bu imkanı değerlendirin. Bu imkanınız yoksa bir fırsatını bulup gerçekten güzel kazanç sağlayacağınız, insanlara hizmet vermektense insanların hizmet beklediği işler kurun. Unutmayın, bir memur, maaşıyla emekliliğine kadar en fazla 2-3 ev alabilirken güzel bir ticarethane sahibi (işleri rast gelir de batmazsa) 3-5 senede bir ev alabilir kendisine.

Önceki yazım: Antakya

Yorum gönder